Buluşunuza güveniyorsunuz, emek verdiniz, test ettiniz ve artık dünyaya açılmaya hazırsınız. Ancak tam bu noktada, çok kritik bir karar almanız gerekiyor: Patent başvurusu için doğru zaman ne zaman?
Pek çok mucit ya da girişimci için bu karar dönüm noktasıdır. Zira patent başvurusu erken yapılırsa, bazı avantajlar sağlarken; çok erken yapılması da dezavantaj yaratabilir. Bu yazımızda, patent başvurusunun ne zaman yapılması gerektiğini tüm yönleriyle inceleyeceğiz ve örneklerle kafanızdaki soru işaretlerini gidermeye çalışacağız.
"İlk Gelen Alır": İlk Başvuran Kazanır
Bugün dünyanın neredeyse tüm ülkelerinde patent sistemi "ilk başvuran kazanır" prensibiyle işler. Yani aynı buluşu yapan iki kişiden hangisi önce başvuru yaparsa, patenti o alır.
Örnek:
Ayşe ve Mehmet, birbirlerinden habersiz olarak benzer bir su tasarruf cihazı geliştiriyorlar. Ayşe, cihazı ticarileştirmeyi planladığı için hemen patent başvurusunu yapıyor. Mehmet ise ürünü daha fazla test etmek istediği için bekliyor. Bu süreçte Ayşe başvurusunu yaptığı için artık o buluşun sahibi olarak kabul ediliyor, Mehmet ise aynı ürünü daha önce tasarlamış olsa bile patent hakkını kaybediyor.
Amerika Birleşik Devletleri bile, 2013'te yürürlüğe giren America Invents Act ile "ilk başvuran kazanır" sistemine geçti. Bu da demek oluyor ki, artık dünyada geçerli kural açık ve net: geç kalan, buluşunu kaybeder.
Erken Başvuru Finansal Destek ve Lisans İçin Avantaj Sağlar
Erken yapılan başvurular sadece hak sahipliğini garanti altına almakla kalmaz; aynı zamanda yatırımcı ve iş ortakları karşısında da güçlü bir pozisyon sağlar.
Örnek:
Büşra, geliştirdiği mobil sağlık uygulaması için yatırımcılarla görüşmek istiyor. Ancak yatırımcılar, fikrin koruma altında olup olmadığını sorguluyor. Büşra, henüz patent başvurusunda bulunmamış olduğu için görüşmeler sekteye uğruyor.
Oysa ki patent başvurusunu önceden yapsaydı, başvurunun dosya numarasını ve içerik özetini yatırımcılarla rahatça paylaşabilir, projesinin yasal koruma altında olduğunu gösterebilirdi.
Erken Başvuru = Erken Koruma ve Daha Erken Hakların Kullanımı
Unutulmaması gereken bir diğer konu ise, bir patent başvurusu yapılır yapılmaz otomatik olarak "bekleyen başvuru" statüsü kazanır. Bu, başvurunun ilanından itibaren sizin hukuki koruma kalkanınızın devreye girmesi anlamına gelir. Bu sayede üçüncü kişilerle yapılacak görüşmelerde eliniz güçlenir.
Ayrıca patentin resmi olarak verilmesi süreci uzun sürebileceğinden (bazı ülkelerde 2-4 yıl arası), başvuruyu ne kadar erken yaparsanız, süreci o kadar erken başlatmış olursunuz.
Peki, Çok Erken Başvurmak Sorun Yaratır mı?
Evet, yaratabilir. Eğer buluşunuz henüz gelişmeye devam ediyorsa, çok erken yapılan bir başvuru daha sonra size engel olabilir. Çünkü başvuru yapıldıktan sonra özellikle tarifname ve istemlerde köklü değişiklikler yapmak mümkün değildir.
Örnek:
Hasan, bir otomatik bitki sulama cihazı geliştiriyor. İlk prototipini tamamlar tamamlamaz patent başvurusunda bulunuyor. Ancak birkaç ay sonra yaptığı iyileştirmelerle cihazın performansını ciddi biçimde artırıyor.
Ne yazık ki, bu yeni özellikleri orijinal başvuruya dahil edemediği için ya yeni bir başvuru yapmak zorunda kalıyor ya da önceki başvurunun kapsamı yetersiz kalıyor.
Yurt Dışı Başvurular İçin 12 Aylık Kritik Süre
Patent başvurusu ilk kez bir ülkede yapıldıktan sonra, aynı buluş için diğer ülkelere başvuru yapmak isterseniz 12 ay içinde hareket etmeniz gerekir. Bu süre içinde başvuru yaparsanız, ilk başvuru tarihini tüm başvurularınızda kullanabilirsiniz (rüçhan hakkı).
Bu kural, hem stratejik planlama yapmanızı gerektirir hem de maliyeti etkiler.
Örnek:
Selim, Türkiye'de başvurusunu yaptıktan sonra Almanya, Amerika ve Japonya'da da patent almak istiyor. Ancak bu ülkelerde başvuru yapmak yüksek maliyetli. Eğer patentin ticari başarısından emin değilse, bu süreç riskli hale gelebilir.
PCT ile 30 Aylık Süre Kazanabilirsiniz
Bu noktada PCT (Patent İşbirliği Antlaşması) devreye girer. PCT başvurusu yaparak, yurt dışı başvurular için gereken çeviri ve ulusal başvuru ücretlerini 30 ay erteleyebilirsiniz.
Bu da size pazarı test etme ve yatırım bulma açısından zaman kazandırır.
En Önemlisi: Gizliliği Sağlamadan Açıklama Yapmayın!
En büyük risklerden biri, patent başvurusu yapılmadan önce buluşun kamuya açıklanmasıdır. Böyle bir açıklama (örneğin bir fuarda sergilemek, internet sitesinde yayınlamak, yatırımcıya sunmak) patent alma hakkınızı tamamen kaybetmenize yol açabilir.
Altın Kural: Patent başvurusu yapılmadan önce hiç kimseyle – potansiyel yatırımcı, iş ortağı ya da müşteri – buluşunuzu detaylı şekilde paylaşmayın. Eğer paylaşmanız gerekiyorsa, mutlaka gizlilik sözleşmesi (NDA) imzalatın.
Sonuç: Zamanlama Her Şeydir
Patent başvurusu ne zaman yapılmalı sorusunun kesin ve tek bir cevabı yok. Ancak genel kural şudur:
"Buluşunuzun anlatımı ve kapsamı netleştiği anda, henüz kimseye açıklamadan başvurunuzu yapın."
Bu stratejiyle hem hak kaybını önler hem de yatırım ve iş fırsatlarında güçlü bir duruş sergilersiniz.
Patentle ilgili kafanıza takılan her soruda, bir fikri mülkiyet profesyoneline danışmaktan çekinmeyin. Unutmayın, iyi bir zamanlama, iyi bir fikir kadar değerlidir. Ayrıntılı bilgi almak için 0216 553 22 23 telefon üzerinden hemen bizimle iletişime geçebilirsiniz. İletişim bilgilerimiz için tıklayın.